Apple Music'te neyin nesi ?


Apple dün WWDC’de merakla beklenen Apple Music‘i tanıttı. Tanıtmasıyla birlikte çoğu insan tam olarak ne olduğunu anlayamadı ve akıllara birçok soru işareti geldi. Tanıtılmadan önce Steve Jobs’un efsaneleşmiş “One More Thing” repliğini kullanan Tim Cook salonu bir hayli heyecanlandırdı ama tanıtımın sonraki aşamalarında salondaki heyecan biraz söndü. “Çoğu insan anlayamadı, beklentileri karşılayamadı” diyoruz ama durum bence o kadar vasat değil hatta bence heyecan verici. Gelin Apple Music neyin nesiymiş şöyle bir bakalım.
Apple sunumlarında “One More Thing” repliğini sektörü değiştirme potansiyeli olan ürünlerini tanıtmadan önce kullanır. Apple Music’te bunlardan biri oldu ve evet bence müzik sektörünü çok farklı bir noktaya getirebilme potansiyeline sahip. Apple’ın “Müzikle ilgili sevdiğiniz her şey şimdi tek bir yerde” sloganıyla lanse ettiği uygulama sloganını tam olarak karşılıyor. Apple Music, müziğini, videosunu, radyosunu ve sosyal ortamını içinde barındıran tek bir uygulama.
Apple sunumda Apple Music uygulamasının 3 ana özelliği üzerinde durdu. Bunlar Apple’ın kendi deyimiyle

  1. Devrimsel nitelikteki müzik servisi.
  2. 7/24 yayın yapan küresel radyo
  3. Sanatçı ve hayranların sanal ortamda bir araya gelmesi

Apple Musşc
Hemen ilk özellikten kısaca bahsedelim. Apple’ın “Devrimsel” (Revolutionary kelimesi Apple’ın çok sevdiği bir kelimedir) sıfatını taktığı müzik servisi tek başına çok da devrimsel değil. “Favori şarkınız ve henüz dinlemediğiniz favori şarkınız” ya da “Dünyanın en büyük müzik arşivine sahip olun” gibi iddialar Apple’ın her zaman yaptığı işlerden biri.  Biraz tuhaf bir söylem olacak ama “Apple Music’in sadece müzik dinleme kısmı” Spotify ya da diğer müzik servislerinden çok farklı bir şey sunmuyor. Farklı olan kısmı arayüz tasarımı ve müzik listelerinin Apple tarafından hazırlanmış olması. Yine tıpkı Spotify’daki gibi kendi arşivlerimizi oluşturup bunları istediğimiz zaman çevrimdışı olarak dinleyebiliyoruz. Yine o anki aktivitemiz ve zihinsel durumumuza göre listeler dinlemek mümkün. Yine devasa müzik arşivlerinden (Apple’ın bu konuda Spotify’dan daha önde olacağını düşünüyorum) istediğimiz şarkıyı kolayca bulabiliyoruz. Farklı olarak geliştirilen Siri’yle birlikte Apple Music daha etkileşimli bir şeklide kullanılabiliyor. Mesela Siri’ye “Bana 80’lerin en iyi müziğini çal” ya da “Buna benzer şarkılar çalmaya devam et” gibi komutlar verebiliyorsunuz.
Apple Music 2
Buraya kadar her şey normal. Gelelim sunumda üzerine durulan 2. özelliğe. İşte tam bu noktada Apple, Spotify ve benzeri müzik servislerinden ayrılıyor. Apple’ın Beats 1 adını verdiği 7/24 küresel radyo yayını servisi dünyanın farklı yerlerindeki insanların aynı yayını dinlemesine olanak sağlıyor. Radyo yayını belirli şehirler üzerinden yapılıyor ve tıpkı klasik bir radyo yayını gibi akışı bulunuyor. Dünya’daki milyonlarca kişinin aynı müziği dinlemesi size biraz basit gelebilir ama Apple müziğin birleştirici gücüne inanıyor. Apple Beats 1 adını verdiği radyo servisi aşağıdaki video ile lanse etti.
https://www.youtube.com/watch?v=BNUC6UQ_Qvg
Apple reklam işini iyi beceriyor değil mi ? 🙂
Gelelim Apple Music’in üzerinde durulan 3. özelliğine ki bence bu özellikle birlikte Apple, Spotify ve diğer rakiplerine fark atacak. Connect. Bu “Bağlan” özelliğini çekici kılan şey sanatçıların hayranlarına ulaşabilmesi ve onlarla etkileşim kurabilmesi. Bu kadar basit değil. Connect platformunda hem sanatçılar hem de hayranlar paylaşım ve yorumlar yapabilecek. Yani Apple bir nevi uygulama içerisinde küçük bir sosyal ağ kuruyor ve eğer bu sosyal ağı sanatçıların aktif kullanacağını düşünürsek hayranlarının Apple Music’e nasıl akın edeceğini düşünmek bile istemiyorum. Ayrıca Connect insanların kendi yaptıkları müzikleri de paylaşabileceği bir platform olacağı için kullanıcılar tarafından oldukça benimseneceğini düşünüyorum.
Apple-Music
Böylesine büyük bir müzik platformuna sahip olmanın elbette ki bir bedeli var. Apple Music ilk 3 ay bedava sonrasında 6 kişilik aile için aylık abonelik ücreti 14,99 dolar tek kişilik için ayık abonelik ücreti ise 9,99 dolar. Fiyatlar Türkiye’de daha ucuz olacaktır. Olmasa bile ben şahsen bu parayı veririm çünkü nasıl bir deneyim olacağını çok merak ediyorum. Apple Music 30 Haziran’da 100 ülkede faaliyete girecek ve bu ülkelerin arasında Türkiye’nin olacağını tahmin ediyoruz.
Apple Music kısaca kullanıcıyı müzikle etkileşime sokan sosyal bir platform olmuş (bu ifadeyi dünden beri 62. kez kullanıyorum) Bu servisin tutup tutmayacağını kestirmek güç ama Apple’ın daha önce “Ping” gibi bir tecrübesi olduğu düşünür ve müzik sektöründeki ağırlığını hesaba katarsak ben olaya biraz iyimser yaklaşıyorum. Dünkü tanıtım rakiplerini çok korkutmamış gibi gözükse de Apple, müzik sektörünü bambaşka bir noktaya sürükleyebilir.
 


0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir