Kalem mi Daha Keskin Yoksa Kılıç mı?


İnsanlar olarak tarih bilgimiz yazının bulunmasından bu tarafa doğru birikmiştir. Kalem ise yazının bulunmasından çok daha önceye dayanan bir üründür. İlk mürekkebin milattan önce 2697 yılında bulunduğunu düşündüğümüzde atalarımızın aslında uzunca bir süredir ”kalem” kullandığını söylememiz yanlış olmaz. Bununla birlikte kurşun kalemin icadının ise 1500’lü yıllar olduğu da varsayılmaktadır.
Kılıç ise çok daha eskiye dayanmakta. Tunç çağının başlamasıyla birlikte milattan önce 3500’lü yıllarda atalarımızın metal madenleri eritip şekil vermesiyle ortaya çıkmıştır. Kılıç ile birçok inan ölmüş, birçok toprak ele geçirilmiştir. Kalem sayesinde ise birçok anlaşmalar, kitaplar, fikirler aktarılmış hayata geçirilmiştir.
Şimdi size hangisinin daha keskin olduğundan bahsetmeyeceğim, bunu benden beklemeyin. İtiraf etmeliyim ki başlığı ilginizi çeksin diye öyle attım, üzgünüm. Ama yinede bu soruya bir cevap vermem en azından doğru bir hareket olacaktır diye düşünüyorum.

”Kalem mi Daha Keskin Yoksa Kılıç mı?”

İkisi de artık keskin değil dostlar. İkisi de artık körelmeye yüz tutmuş durumda. Kılıç ise bence çok daha önce köreldi, kalem ise yok olmanın eşiğinde. Peki artık keskin olan şey ne? Cevabı şu;
”011010110110110001100001011101100111100101100101” (bkz;klavye)
Evet, yanlış yazmadım veya yanlış düşünmüyorum. Artık en basit bir klavye bile hem kalemden hemde kılıçtan daha keskin bir hal aldı. Kodlamalar, programlamalar, yazılımlar hatta siber saldırılar… Artık klavyenin etkisi iki körelmiş insan bulgusundan da daha büyük.
Eskiden bilgi dediğimizde savaşta güçlü ülkeler aklımıza gelirdi. Sonrasında kalemi iyi kullanan milletlerin bilgili olduğunu öğrendik. Şimdi ise bilginin bilgisayarlarda olduğunun farkına vardık. Bilginin aynı zamanda en büyük güç olduğunu da biliyoruz.

O halde güçlü olmak için neden klavyemizi daha etkin kullanmayalım? Bizi durduran ne. Size söyleyeyim, bizi durduran hiçbir şey yok… Kendimizden başka. Dünya artık ne kılıcın nede kalemin keskin olmadığını biliyor. Bunu sizde biliyorsunuz. Bunu hepimiz biliyoruz.

Ne yapmalıyız?

Artık soru sormayı bırakıp ”yapmalıyız”. Bu yazıyı okuyan anneler, babalar sözüm size; Çocuklarınızı güçlü kılmak istiyorsanız onları programlama, kodlama kurslarına gönderin. Onlara üçüncü, dördüncü, beşinci dil yerine  Pascal, Basic, C, C#, C++, Java, JavaScript, Cobol, Perl, PHP, Python dillerini öğrenebilecekleri kurslara gönderin. Bırakın çocuklarınız kendi geleceklerini şekillendirsin.

Para Para Para değil Yazılım Yazılım Yazılım

Paranın çok önemli olduğunu biliyoruz. Bunun yanında kolay kazanılmadığını da biliyoruz. Üstelik önümüzdeki 20-50 yıl içerisinde mevcut mesleklerin bir çoğunun yok olacağını da biliyoruz. Bunların yerlerine yazılım bilgisi gerektiren mesleklerin geleceğini de biliyoruz. 1+1’in artık 2 değil 3 yapması gerektiğini de biliyoruz.
Evet eğitim sistemimizde yazılım konusu çok uzak bırakılıyor, bırakıldı. Bunun değişmesi lazım. Çocuklarımıza ilk okuldan itibaren yazılımın ne olduğunu anlatmamız lazım. Çocuklara bilgisayarın dersleri için zararlı olduğunu anlatmamalıyız. Bilgisayarın, 0 ve 1’lerin gelecek olduğunu anlatmalıyız. Bu olgu içerisinde onları öğretmeliyiz.
Eğer bunları başarırsak, eğer bilgide güçlü nesilleri yetiştirebilirsek, eğer milyonlarca kullanılan yazılımlar kodlarsak, eğer hiçbir otomobil satmadan dünyanın en çok kazan otomobil firmalarını ortaya koyabilirsek…
Evet, Klavye daha keskindir.


Teknolojiyi ve popüler kültürü takip etmeyi sever, onlar hakkında yazmayı daha çok sever. Ayrıca sizden gelen soruları da cevaplamaktan hoşnut kalır; [email protected] twitter.com/MtnAKPINAR

2 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  1. bu dediğiniz son şeyin açıkçası pek hoşuma gittiğini zannetmiyorum.Yazılım demek pek bir hoş olmaz öznel olsa bile dediğim gibi kalemi almak çocukların hayallerini de almak demektir.Bir çocuğun evde bilgisayar başında geçireceği zaman yerine gerçek dünyada olup hayatı keşfetmesi daha güzel olur AÇIKÇASI

    1. Belirtmem gerekir ki yazımda kalem ve kılıcı aslında biraz daha soyut anlamda kullanmaya çalıştım. Kaleme yüklenen anlamların gelecekte içlerinin boş olacağını anlatmaya çalıştım çünkü dünya o tarafa doğru gidiyor. Kaldı ki farkındaysanız yeni nesil çocuklar hayallerinde kalemi kullanmıyorlar hatta kalemi günlük hayatta kullanmak bile istemiyorlar. Belki bizim dönemimizde yada daha önceki nesillerde kalem çok büyük bir anlam taşısa da artık o anlamın içi boşalmakta. Güzel yorumunuz için teşekkürler.