Orijinal Müzik Deneyimine Olan Ön Yargı


Sevgili Dijitaller takipçileri,
Uzun zamandır sizlere blog yazamıyordum, video kısmına iyice yönelince kalemimden birazcık uzak kaldım. Bugün değişik bir konuyu işlemek istiyorum. Sanırım pazarlama stratejileri günden güne değişiyor. Bunun en büyük örneklerinden birisi ise müzik piyasasında gerçekleşiyor. Ülkemizde uzun zamandır hizmet veren fakat son zamanlarda ciddi yükseliş yaşamış olan Spotify üzerine birazcık konuşmak istiyorum. Neden bu yazıyı yazdığımı sizlere açıklamak istiyorum. Aslında orijinal müzik piyasasına bir hayli uzak takılan biriydim. Biriydim diyorum çünkü taa ki black friday indirimlerinde Spotify ile tanışana kadar…

İnsanlar Neden Orijinal Müzik Almıyor?

Aslında nedeni çok basit. Müziklere, klipler yoluyla Youtube üzerinden legal bir şekilde ulaşabiliyorsunuz. Bu klipler şarkının yapımcısı tarafından Youtube’a yüklendiği için illegallik içeren bir durumda yaşanmıyor. İstediğiniz müziği, Youtube üzerinden tek tıkla dinleyebiliyorsunuz hatta dinlerken klibini de izleyebiliyorsunuz. Elimizin altında bu imkan; büyük bir kesimin evinde de internet olunca neden gidip orijinal müzik alsınlar ki? İşte bende tam olarak öyle düşünüyordum. Youtube var, neden gidip üçüncü parti bir yazılıma para ödeyeyim ki? Youtube ücretsiz ve kullanması oldukça kolay. 7’den 70’e herkeste böyle bir platform olduğunu biliyor ve kullanabiliyor. Tabiki Youtube’un getirmiş olduğu bazı sorunlar var. Müzik dinlemek istediğiniz zaman videoya girdiğiniz için internet kullanımı bir hayli fazla oluyor. Yüksek kalitede dinlemek için, video kalitesini yükseğe alırsanız 60-70MB arasında bir internet kullanımına neden oluyor. İnternet paketi fiyatlarının da uçuk olduğu güzel ülkemizde malesef bu durum hiçte iyi değil. Dolayısıyla insanlar bu sefer, klipleri izlemek yerine Youtube üzerindeki bir müzik videosunu mp3’e çevirip indirip o şekilde dinlemeyi tercih ediyorlar. Bu ne kadar etik tam bilinmese de günümüzde birçok insan bu yöntemi kullanıyor hemde çok ciddi oranda. Dolayısıyla yine, orijinal müzik almak için pek bir sebep kalmıyordu.

Pazarlama Taktikleri Değiştikçe İnsanlar Orijinale Yöneliyor

Kesinlikle doğru bir tespit. Steam’e ilk kez Left 4 Dead 2 oyununu ücretsiz verdikleri için kaydolmuştum. Birkaç arkadaşımda aynı şekilde, benimle birlikte kaydoldular. Online oyunun keyfine varınca insan korsan kullanmak istemiyor, çok ciddiyim. Bakın demo işinden bahsetmiyorum. Oyun demoları insanları oyun almaya teşvik etmez. Sadece korsanını indirmeden önce fikir vermiş olur hepsi bu. İnsanlara tamamen erişebildiğiniz ücretsiz oyunlar verirseniz, orijinal oyunun tadını hissettirebilirseniz, yeni oyunlar almasını sağlayabilirsiniz. Bu iş demoyla yürümüyor, steam bunu çoktan çözdü. Aynı şey müzik piyasasında geçerli. Spotify, Steam’in izlediği yoldan giderek mükemmel bir hamle yaptı. 3 aylık premiumu 1TL’den sattılar ve insanları orijinal müzik piyasası ile tanıştırdılar. Birçok insan bu vesilede orjinal müziğin tadına varmış oldu. Bende öyle -dijital orjinal müzikten bahsediyorum, DVD ile dağıtılanlardan değil- Youtube varken her ay 10TL değmez diye düşünüyordum 3 ayını 1TL’den görünce hemen yapıştım -bildiğin ölücüyüm- en son beleş oyun var diye açtığım Steam hesabım şimdi 57 oyuna ve bir sürü DLC’ye sahipken, Spotify premium aldım korkuyorum…

Peki Dijital Müzik Servisini Beğendim mi?

Aslında şarkıların kalitesi beni bir hayli etkili. Yani bu kalite, Youtube’dan mp3’e çevirmekle elde edilemez bunu anlamış oldum. İyi bir cihazınız, iyi bir kulaklığınız varsa ki bunların hiçbiri yoksa bile kalite farkını çok ciddi bir şekilde anlayabilirsiniz. Sesler tok, fazla işlenmemiş ve olabildiğince güçlü. Bu müzik deneyimini sevdim. Ayrıca aradığın her şarkıya ulaşabiliyor olman bu deneyimi cazip yapan diğer etkenlerden. İnteraktiflik fazla var. Mesela koşu modu falan onları da gerçekten çok beğendim. Müziklere belirle tempo da ritim uyguluyor ve uzun süre salonda çalışmış biri olarak şunu söyleyebilirim bantta koşarken kesinlikle gaz veren müzikler. Kısacası oldukça beğendim. Denemeyenler varsa, denemelerini öneririm. Ayrıca enparanız varsa 50 kuruşa kapatmış oluyorsunuz. 🙂 Premiumda 4. Ay 5TL’ye gelmiş oluyor. 
Kısacası insanları demolarla kandırmak yerine, böyle tam erişimli oyunları/servisleri ücretsiz veya ucuzdan verip insanları o pazara çekmek çok daha etkili bir yöntem. Bana kalırsa bu pazarlama taktiğini bütün büyük şirketler uygulamalı. İnsanların ağzına bal çalmak, saçma ve kısıtlı oyuncaklar vermekten çok daha mantıklı ve işlevsel.
Hepinize güzel günler dilerim.
 


Bahçeşehir Üniversitesi yazılım mühendisliği bölümünde 3.sınıf öğrencisiyim. IBM Türkiye'de öğrenci elçisi olarak görev almaktayım. Yazılım benim için bir işten öte, tutku. Şu anda kendi tarayıcı oyunumu yazmakla uğraşıyorum.

1 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir