Televizyon/Dizi Kültürü Nereye Gidiyor?


Merhabalar;
Uzun bir aradan sonra tekrardan yeni bir makale ile karşınızdayım. Aslında bugün daha önce benzer şekilde videosunu çekmiş olduğumuz bir konu üzerine bir şeyler karalamak istedim. Popüler kültürümüzün en büyük yapı taşlarından biriside televizyon kültürümüz. Siyah beyaz ve istiklal marşı ile başlayan yayıncılık döneminin, günümüzde nereye gittiği oldukça aşikar. Peki gerçekten doğru bir yol mu bu? Yoksa biran önce, bu kültürümüzü kaybetmeden müdahale mi edilmesi gerekiyor?

Elin Amerikalısı…

Aslına bakarsak günümüzde televizyon kültürü, akıllı televizyonlarında yayılması ile birlikte dizi sisteminden biraz uzaklaşmaya başladı. İnsanlar dizi izlemek yerine daha çok televizyonları üzerinden film ve interaktif girişimlerde bulunmayı seçiyorlar. Bu girişimlere akıllı televizyonlar üzerinden oynanan oyunlar ve kullanılan uygulamalar dahil edilebilir. Peki insanları dizi sektöründen bu kadar uzaklaştıran şey nedir? Ben uzun yıllardır, televizyon dizisi izlemiyorum. En son “Kardeş Payı” isimli bir diziye sarmıştım onuda televizyon üzerinden izleyip zevk almak mümkün değildi, internet üzerinden izliyordum. Onunda; finalini yapmasından sonra dizi işleri benim için kısa bir moladan sonra rafa kalkmış oldu. Aslında tamamıyla dizi izlemiyorum diyemem. Bilirsiniz bu zamana kadar gelmiş klişe bir laf vardır: “Elin Amerikan dizilerini izleyip boş boş vakit öldürüyorsunuz.” Bu tabiri genelde cidden hiçbir anlam taşımayan, vakit öldürmek için seyredilen Türk dizileri için kullanıyoruz. Fakat şunu net olarak söyleyebilirim ki Amerikan dizi sistemi dünyadaki en iyi sistemdir. Biz onun boşluğuna kurban olalım diyorum.

Dizi Değil, Film Gibiler

Bizim ülkemizde genelde diziler 20:00 gibi başlar 23:00 gibi biterler. Film gibi dizi mi olur arkadaş? Bir milletin bütün gecesini gasp etmek nedir yani. Ardıma dönüp Amerikan dizilerine baktığımda, dizilerin 20 ile 60 dakika arasında değiştiğini görüyorum. Haftalık haplar gibi düşünün. Tadımlık işte. Ne bütün geceni ele geçiriyorlar nede saatlerce seni o moron ekrana bakmaya zorluyorlar. Adamlar işi biliyor azizim. Keşke dandik Türk dizileri bile onun kafasında olsa. O yüzden bence bizim dizilere Amerikan dizileri üzerinden veryansın etmeden önce iyice bir düşünelim diyorum ben. Hatta bu dizi bağımlılığı bazen çığır açıp sosyal yaşantımızı bile etkiliyor. Hadi ama itiraf edin. Ailenizden biri muhakkak “Bu gece şu dizi var sonra misafirliğe gitsek olmaz mı?” demiştir. Diziler için sosyal yaşantısını erteleyen bir millet düşünün. Çılgınlık o boyutta. Peki ne için? Kocaman bir hiç. Yıllardır hep aynı konulu dizileri, ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Yok bir adam kadını sever… Adam mahkumdur kadın yargıç, yasak aşk yaşarlar… Birbirini sevmeyen iki ailenin çocukları ilerde sevgili olur… Yeter! SI-KIL-DIK!

Ne Kadar Kaliteliyiz?

Kocaman bir “hiç” daha. Hayır yani bari konuyu adamlardan özeniyorsunuz adam akıllı geçiş falan yapın. Ne bileyim yeni bir soluk falan getirin. “Tatlı Küçük Kaçıklar” ne abi? Ciddi misin sen? Elin Amerikalısının The BigBang Theory‘sine karşı bu mu yani? Heh kalite demişken hemen ona da değineyim. Yabancı olarak en sevdiğim sizi: The BigBang Theory (TBT) bir topluluğa akademik yaşantıyı, fiziği hatta bilim insanlarını sevdirebilecek güzide dizilerden biridir. Hele ki Sheldon’ın replikleri arasına gizlenmiş bilgi dolu akademik bilgiler insanın bilinç altına ister istemez işliyor. Yani diziyi izlerken vaktinizin tamamı boşa gitmiş gibi hissetmiyorsunuz. En azından arada parçacık fiziğine dair ufak ufak saptamaları da yakalayabilirsiniz. Yada merak edip “Şu kuantum fiziğini bir araştırayım ben” diyebilirsiniz. Bu bile iyidir yani. Ne bileyim mesela, “fatmagül” bize ne öğretti ki? Daha suçu neymiş onu bile öğrenemedik. Bomboş şeyler işte. O yüzden bana kalırsa Türk dizisi izlemek yerine Amerikan dizisi izlemek çok daha faydalı. Tabiki tüm diziler böyle değil, seçiminizi iyi yapmanız gerekiyor.

Paraya Aç Oyuncular

Kalite konusunda başka bir şeye daha değinmek istiyorum. Türk oyuncular, izleyicilerine saygı duymuyorki. Bitmeyen diziyi, daha iyi bir para teklif edilince başka diziye geçerek sıkıntıya sokuyorlar. Biranda tatile çıkan, ölen, hatta yüz ameliyatı geçiren karakterler mi dersin… Hepsi seyirciyi aptal yerine koymaya çalışan birkaç ucuz numara. Parayı seçen oyuncular, izleyicilerden de ciddi bir tepki görmeyince tabiki rahat davranıyorlar. En başında yaptıkları işe saygıları olmuyor. Bizse bu adamlar için 3 saatimi heba ediyoruz. Soruyorum şimdi değer mi?

En Nihayetinde

Dizi kültürü giderek aktifliğini yitiriyor. Bunun en büyük sebebi kesinlikle kalitesiz oluşları. Konuların hep aynı olması ve ön planda hep paranın olması. Bu olmaya devam ettikçe insanlar uzun vadede dizi izlemeyi bırakacaklar gibi gözüküyor. Dizi sistemi değişmediği, süreler dizginlenmediği sürece bu durum hiçbir zaman düzelmeyecek gibi geliyor. Öte yandan dizilere alternatif olan yarışmalar var ama yıllardır onlarda evirip çevirip aynı şeyi sunuyorlar. Akıllı televizyonlar dizileri göstermek yerine blu-ray filmlere ev sahipliği yapacak gibi gözüküyor. Dizi kültürü bitse pek içim acımaz aslında. Zaten izlemiyorum ki. Ama deli gibi bağımlısı olan insanlar var. Bu kitle biraz daha bilinçli olup, tepki göstermeyi başarabilirse Türk dizi sektörüne biraz daha çeki düzen gelebilir.
Okuduğunuz için hepinize teşekkürler.


Bahçeşehir Üniversitesi yazılım mühendisliği bölümünde 3.sınıf öğrencisiyim. IBM Türkiye'de öğrenci elçisi olarak görev almaktayım. Yazılım benim için bir işten öte, tutku. Şu anda kendi tarayıcı oyunumu yazmakla uğraşıyorum.

1 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  1. Film yapımcıları, yönetmenler en kısa yoldan para kazanma hırsı yüzünden bu sektör bu hale geldi ‘bi acıklı dizi çıkarsak millet salak zaten izler biz de köşeyi döneriz’ mantığında ilerlerse yerimizde sayarız anca bize George R. R. Martin gibi düşünen hayal gücünü zorlayan marjinal yapımcılar, senaristler lazım ancak böyle dünya da film/dizi sektöründe ilerleme kaydedebiliriz tabi ki de bunun birde maddi kısmı var dövlet baba, halk fikre göre destek olacak ki başarısız olacağız fakir kalacağız algısı olmasın. tabi bu benim şahsi görüşüm siz ne düşünüyorsunuz bilmem