Turing Testi, Yapay Zekaya Yapılan Bir Dayatma Olabilir


Aslında bu tarz yazıları Metin’den okumaya alışık olsanız da sağ gösterip sol vurarak, bendeniz bir şeyler karalamak istedim. Bu yazıda, “Yapay zeka nedir?” ve “Nasıl geliştir?” gibi, artık cevaplarını okumaktan sıkıldığınız klişeleşmiş soruları irdelemeyeceğiz. Bu yazıda, yapay zekanın temellerine inerek Turing testine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşacağız.
Daha rahat anlayabilmeniz açısından Turing testinden kısaca bahsetmek istiyorum. Masayı, bir perde yardımıyla ikiye ayırdığınızı düşünün. Perdenin bir tarafına soruları soracak kişi, diğer tarafına da soruları cevaplayacak bir insan ve bir yapay zeka yerleştiriliyor. Soruyu soran kişi aldığı cevaba göre, cevabın yapay zekaya mı yoksa insana mı ait olduğunu algılamayazsa, yapay zekamız testi geçmiş oluyor. Yani kısacası yapay zekadan, insan gibi düşünebilmesi ve insan gibi davranabilmesi bekleniyor.

Bu test sayesinde yapay zeka camiası değişik kollardan ilerlemeye başladı. “İnsan gibi düşünme/davranma” ve “Rasyonel düşünme/davranma” şeklinde iki ana kolda hızla yoluna devam ediyor. Turing testini geçebilme hırsı, insan gibi düşünme/davranma dalında ilerleyen çalışmaların ana yakıtıdır. Rasyonel kısma göz atacak olursak, daha çok analitik ve stratejik düşünme konuları öne çıkmaktadır. Mesela satranç ve dama gibi zeka oyunlarında kazanmak için sıradaki hamlenin, neden diğer milyonlarca hamleye göre daha mantıklı olduğunu saptamak örnek verilebilir.
Yapay zekaya “Sevgi nedir?” diye sorup insanca cevaplamasını beklemek yerine, iş stratejileri geliştirmesini, kazanmayı hedeflemesini, duygulara yer vermeden karar vermesini ve tamamıyla analitik düşünmesini beklemek çok daha mantıklı geliyor. Neden mi böyle düşünüyorum? İnsan dediğimiz varlık sizce çok mu mükemmel? Yeteri kadar kusurlarımız ve zaaflarımız var. Bunlara ek, yeri geliyor duygularımızla hareket edip kaybediyoruz. Bunun üstüne neden yapay zekaya insani duygular ve davranışlar yüklemeye çalışıyoruz ki? Bunu size bir örnekle açıklamak isterim. İnsansız araçlar gündeme girdikten sonra, etik testleri yayılmaya başladı. Hadi gelin bir tane de biz yapalım. Yolun solunda 4 kişi var, yolun sağında ise 2 kişi. Frenleriniz patladı ve bu iki gruptan birisine mutlaka çarpacaksınız. İnsansız aracın bir seçim yapması gerekiyor. Fakat önce bu sorulara kendiniz cevap verin istiyorum. Yolun sağında bulunan  2 kişiye çarpmak daha mantıklı geldi değil mi? Hadi o zaman olayı biraz daha kişiselleştirelim. Yolun solunda yine 4 kişi ve yolun sağında yine 2 kişi olsun. Fakat bu iki kişi anneniz ve babanız olsun. İşler birazcık garipleşti değil mi? Az önce sizin için önemsiz, sayısı az diye ezilmeye layık görülen o 2 kişi, bir anda diğer 4 kişiden yaşamayı daha fazla  hak etti değil mi? İşte insan psikolojisi tamamıyla bu. Hayatımızda iki tip insan çeşidi var: değer verdiklerimiz ve diğerleri. Terazinin bir kefesinde değer verdiğiniz bir şey varsa, iki her zaman dörtten büyük oluyor. İşin içinde duygusallık olmasaydı, belki de 4 ailenin ocağı sönmeyecekti ama karşıda değer verdikleriniz olunca, dört aileye ateş düşmüş oldu. Bu örneği daha da geliştirebilirsiniz. Yolun soluna 4 tane hırsız, sağına tek bir tane iş adamı koyun. Buradaki kararı size bırakıyorum. 🙂

Yani demem o ki, yapay zekalara insan gibi düşünsün diye dayatmalar yaptıkça onları kusursuz olmaktan çıkaracağız. Öte yandan kusursuz yapay zekayı üretebilmiş olmak için insan mı değil mi algısını kaosa sürmesini bekliyoruz. Güzel çelişkilerin içerisindeyiz. Alan Turing, dünya üzerinde en çok değer verdiğim insanlardan bir tanesi. Fakat Turing testi, bana kalırsa ucu çok açık olan bir test. Hatta testten öte, dayatma.


Bahçeşehir Üniversitesi yazılım mühendisliği bölümünde 3.sınıf öğrencisiyim. IBM Türkiye'de öğrenci elçisi olarak görev almaktayım. Yazılım benim için bir işten öte, tutku. Şu anda kendi tarayıcı oyunumu yazmakla uğraşıyorum.

1 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  1. Öncelikle konu psikolojiden ve hatta bilimden ziyade felsefenin konusu. Popüler bilim kültür yayınları ve eğlence sektörünün bolca “yanlış” işlediği bir yapay zeka anlayışı var. Bu duruma itiraz sizin yanınıza da var görünüyor ama sorunun tanımlanması konusunda sorun var.
    Yapay zeka ismi baştan çıkarıcı kesinlikle ama karşınızda düşünen bir bilinç değil, hesaplayan bir makine var. Yapay zeka ne kadar gelişirse gelişsin dünyayı bizim gibi algılayan ve yorumlayan bir şey olamaz. Hesaplama yetenekleri şimdi bile daha gelişkin, bilinç durumundan bahsediyorum.
    Turing testi ise romantizmden fazla bir şey değil. İşi dramatiklestirip popüler hale getirme, daha fazla gelir, yatırım çekme ve para kazanma kaygısı var. Yoksa Bir insanı kandıracak makine icat etmek kimin ne işine yarar?
    Bununla beraber makinenin insanla iletişimi diyalog üzerine kurulmaya çalışılıyor, kullanım ve etkileşimi kolaylaştıracak ve daha eğlenceli hale getirecek, daha fazla para. Kazandıracak bir yöntem. Daha fazlası değil. Makine ne kadar başarılı insan olursa olsun, insan olmayacak. Zaten amaç artifical human being olması hiç. Bu yüzden bu konudaki çoğu tartışma ziyadesiyle beyhude.