Umut Elçisi; Aziz Sancar Kimdir, Hayatı ve Buluşları


Umut.

Hepinize selamlar dostlar. Bu yazımızda aslında adını çokça duyduğunuz ve zaten hakkında bazı şeyleri bildiğiniz Aziz Sancar’ı sizlere aktarmaya çalışacağız. Hayatı, kendisi ve buluşlarıyla ilgili olabildiğince ayrıntıya yer vermeye çalışacağımız yazımızı umarım beğenirsiniz. Dilerseniz başlayalım.
Hani bazı kişiler vardır. Başarılı olacağını daha ilk yıllarından belli eder onlar. Aziz Sancar’da tam olarak böyle birisi. En başından başarılı olacağı belliydi.

Bana çok güzel öğretim veren kendi memleketimdir. Bana olağanüstü tıp eğitimi verdi ve o buradaki başarımın kaynağı oldu.

İkinci Dünya savaşı bitmiş, dünya yaralarını sarmaya başlamışken 8 Eylül 1946 yılında Mardin’in Savur ilçesinde, çiftçilik ile uğraşan orta gelirli bir ailenin 8 çocuğunun yedincisi olarak hayata gözlerini açan Aziz Sancar, ailesi için şunları söylemekte; ‘’Ailemin okuma-yazması yoktu, ancak eğitimin önemini biliyorlardı. Çocuklarının tümünün eğitim alması için ellerinden geleni yaptılar.’’ Görünen o ki ellerinden gelen, tamamıyla yeterli.

Bütün enerjinizi işinize verin. Bilim öğrenmeye çalışın. Günlük dedikodularla, politikalarla uğraşmayın.

Sancar, ilk ve orta eğitimini Mardin’de görürken aynı zamanda okuduğu lisenin futbol takımında da kalecilik yapmaktaydı. Kalecilikte de oldukça başarılı olan Sancar, Genç Milli Futbol takımı denemelerine de çağrılmıştı ancak lisenin son sınıfında futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenim için İstanbul’un yolunu tuttu.

Ama ufak bir bilgi daha vermem gerek. O dönemlerde bildiğiniz gibi Köy Enstitüleri hizmet vermekte ve Anadolu’nun her köyünde eğitimli öğretmenler bilgilerini aktarmaktaydı. Aziz Sancar’da bilgi birikimi yüksek öğretmenlerinin ışığında yoluna devam ederek üniversiteye gitmişti.

Ben Türk’üm, o kadar! Mardin’de doğmuşsam, Cizre’de de doğmuşsam, Kars’ta da doğmuşsam ben Türk’üm

1963 yılında girdiği İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1969 yılında bölüm birincisi olarak mezun olan Sancar, memleketine giderek 2 yıl sağlık ocağında hekimlik yaptı. 2 yıl boyunca memleketinde hastaları için büyük fedakarlıklar yapan Sancar, hastalarının ilaçlarını bile kimi zaman cebinden karşılamış ve halk ile arasında ciddi bir bağın temeli atılmıştı. Söylediğine göre hayatının en mutlu günleri o zamanlara ait…

‘’İlk ve ortaokul sınıfımdan 20 tane professor çıktı’’

Hekimliği yaptıktan sonra akademik hayatına devam etmek isteyen Aziz Sancar, NATO-TÜBTAK bursu sayesinde önce Johns Hopkins Üniversitesi’ne ardından Dallas Teksas Üniversitesi’ne gitti. Bu süreç onun için oldukça zorlu geçmekteydi –her yönden. Fakat çalışmalarına devam ederek Dallas’ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert’in laboratuvarına katıldı. Doktora öğrencisi Sancar, burada ilk buluşuna imza attı. Fotoliyaz adı verilen bir geni çoğalttı ve genin kodladığı enzim ile DNA onarımı yapmayı başardı. Bu, onu genetik mühendislik alanında ABD’nin öncülerinden ve Bilim Akademisi üyeliği kazanan biri yaptı.

1977 yılında doktorasını alan Sancar, bu yıldan 1982 yılına kadar Yale Ünivirsitesi Tıp Fakültesinde çalışmalarına devam etti. Fotoliyaz çalışmalarına ara vererek nükleotid kesim onarımını araştırmaya başladı. Burada doçentlik tezini DNA onarımı üzerine yaptı.
Aziz Sancar, 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan  North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir
Burada çalışmalarına devam eden Sancar, 415 makale ve 33 kitap yayınladı. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 2001 yılında Amerika Kimya Cemiyeti tarafından verilen Seçkin Kimyager ödülünü aldı. 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilim Akademisi’ne seçilerek bu akademiye giren ilk Türk oldu.
2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi’ne asli üye olarak seçildi. 2008 yılında Vehbi Koç ödülüne layık görüldü.

Tüm bunların sonunda ve 30 yılı aşkın araştırmaların ve çalışmaların sonucunda  Poul Modrich ve Tomas Lindahl ile birlikte 2015’te Nobel Kimya Ödülüne layık görüldü.
Ödülden sonra eşi Gwen Boles Sancar ile birlikte Aziz&Gwen Vakfı’nı kurmuş ve Crolina’da Türk Evi isimli öğrenci misafirhanesi açmış.

Türkiye için bu kadar önemli olduğunu bilseydim 2 misli çalışır ve 20 yıl önce alırdım bu ödülü.

Tarihler 19 Mayıs 2016’yı gösterdiğinde Aziz Sancar aldığı Nobel Ödülü’nü onun söylediği tabirde gerçek sahibine verdi; Atatürk’e. “beni ödüle götüren Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Anıtkabir Müzesi’dir” 

Sonrasında verdiği röportajlarda kendisi adına en büyük ödülünün Türk gençliğinin vereceğini belirtti; ‘’Ders kitaplarında yüz yıl sonra Türk çocuğu, 1513’te Piri Reis şu haritayı yaptı, 1981’de, 1982’de Aziz Sancar da bunu keşfetti. Bir Türk çocuğu bunu bilecek, o önemli.’’

  • ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) Genç Araştırmacı Ödülü (1984)
  • Amerikan Fotobiyoloji Derneği (American Society for Photobiology) Ödülü (1990)
  • ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of Health) Ödülü (1995)
  • TÜBİTAK Bilim Ödülü (1997)
  • ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi (American Academy of Arts and Sciences) Ödülü (2004)
  • ABD Ulusal Bilimler Akademisi üyesi (2005)
  • TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi (2006)
  • Vehbi Koç Ödülü (2007)
  • Nobel Kimya Ödülü (2015)

Aslında yazdıklarımı, her şeyi bir kenara bırakıp Aziz Sancar’ın aşağıdaki videosunu izlemeniz onu anlamanız ve tanımızı çok daha kolaylaştıracaktır.
Umarım Aziz Sancar’ın sıradan başlayan hayatı, tüm gençlerimize bir umut ışığı olur.


Teknolojiyi ve popüler kültürü takip etmeyi sever, onlar hakkında yazmayı daha çok sever. Ayrıca sizden gelen soruları da cevaplamaktan hoşnut kalır; [email protected] twitter.com/MtnAKPINAR

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir