Voyager 1'in Motorları 37 Yıl Aradan Sonra İlk Defa Çalıştırıldı!


Duygulandım

Cassini veya Galileo’dan önce Voyager sondaları vardı. 1977 yılının Ağustos ve Eylül aylarında fırlatılan Voyager 1 ve Voyager 2, Derin Uzay Ağı aracılığıyla Dünya ile iletişim kurmaya halen daha devam ediyor. Voyager 1, Dünya’dan yaklaşık 141 AU uzaklıkta yoluna devam ediyor, tam bir savaşçı gibi. Bu arada 1 AU’nun Dünya – Güneş arası mesafe anlamına geldiğini de belirtelim. Bu Cuma günü ise, NASA mühendisleri Voyager 1’in yedek iticilerini başarıyla ateşlediklerini duyurdu. Bu iticiler 37 yıl aradan sonra ilk kez ateşlendi!

Voyager 1 ve Voyager 2 hakkında bilgiler için buraya tıklayınız.

Voyager 1 an itibarıyla yanlış bir çeviri yapmadıysam Dünya’dan yaklaşık olarak 20 Milyar kilometre (13.1 Milyar mil) uzaklıkta yoluna devam ediyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Voyager 1’in ana iticilerinde bazı düşüşler gözlemlendi, bu durum Voyager 1!in görevini ve yolculuğunu elbette riske atıyordu. Mühendisler telafi için son olarak 1980 yılında kullanılan yedek iticileri devreye sokmayı önerdiler. Orijinal dökümanlar üzerinde yapılan incelemeler sonrasında 28 Kasım günü bu iticileri çalıştırmak için Dünya’dan uzay aracına sinyal gönderildi. Işık hızında giden sinyalin Voyager 1’e ulaşması ise 19 saat 35 dakika sürdü.

Voyager 1’im benim…

O fotoğraf.

Her nedense Voyager 1’in bende yeri inanılmaz büyük. Çok duygusal bir olay gibi geliyor bana. İnsanlık tarihi boyunca Güneş Sistemi’mizin ötesine geçen ilk nesnemiz o. Hele hepinizin bildiği bir de o efsane çektiği fotoğraf vardır; ‘‘Pale blue dot” – Soluk mavi nokta. Tam 6.4 milyar kilometre uzaklıktan Voyager 1 bizim, Dünyalıların aile fotoğrafını çekmişti. Voyager 1 üzerinde ayrıca bir Dünya kültürü de taşıyor.
Voyager 1 taşıdığı plakta Dünya’daki medeniyete dair bilim, sanat, resim ve ses kayıtları bulunuyor. 55 dilde selamlama mesajı bulunan plakta, Türkçe olarak da “Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız. Sabah şerifleriniz hayrolsun.” selamı yer alıyor.
Carl Sagan, 1996 yılında Voyager 1’in çektiği Dünya fotoğrafını ise şu şekilde yorumluyor;

Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.

Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.

Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.

Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.

Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza.

#Kaynak; Futurism


Teknolojiyi ve popüler kültürü takip etmeyi sever, onlar hakkında yazmayı daha çok sever. Ayrıca sizden gelen soruları da cevaplamaktan hoşnut kalır; [email protected] twitter.com/MtnAKPINAR

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir