Kadın!
Son yıllarda ülkemizde kadına yönelik şiddet ve cinsel tacizin arttığına hepimiz şahit oluyoruz. Çok karamsar, orta çağdan kalma zihniyetler ile mücadele en etkin şekilde sürdürülmeli ve bunun yanında Internet ortamında ki cinsel taciz ve tehditler için de önlemler alınmalı.
Dünya üzerinde milyarlarca insan yoğun olarak sosyal medya platformlarını kullanıyor. Sosyal medya artık toplumsal bir platform haline gelmiş durumda. Bu mecrada sessizlerin sesinin duyurulduğuna ve daha bir çok güzel şeylerin yaşandığına şahit olduk. Ancak işin bir de aydınlık olmayan tarafı var; kadına yönelik çevrimiçi taciz!
Esasında çevrimiçi şiddetin ve tacizin arttığını biliyoruz ancak bunun kadınlar üzerindeki spesifik etkisini ne yazık ki gözlemleyebilmiş değiliz. Şimdiye kadar. Uluslararası Af Örgütü‘nün düzenlediği, İngiltere, ABD, İspanya, Danimarka, İtalya, İsveç, Polonya ve Yeni Zelanda’yı kapsayan 18-55 yaş arası 5000 kadın üzerinde yapılan anket çalışmasın çok çarpıcı sonuçlar elde edilmiş durumda.
Yapılan ankete göre kadınların %23’ü yani her beş kadından biri çevrimiçi taciz yaşamakta. Çevrimiçi şiddet, şiddet tehdidi, gizlilik ihlali veya cinsiyetçi ve kadın düşmanı görüş içeren söylemler farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Ankete göre her dört kadından biri (%26) çevrimiçi tecavüz tehdidi almakta.
Bunun yanında kadınların bu tehdit ve saldırılardan ciddi şekilde etkilendiği de ortaya konulmuş. Çevrimiçi cinsel saldırıların, kadınlar üzerinde stres, kaygı, panik atak ve ciddi psikolojil etkileri meydana getirdiği belirtilirken sosyal medyada cinsel taciz yaşayan kadınları üçte ikisinin sosyal medya kullanımını düşürdükleri belirtilmiş.
Anket sonuçlarına göre taciz vakalarının neredeyse %60’ı ırkçı, seksist, homofobik ya da transfobik söylemler içeriyor. Uluslararası Af Örgütü’nden Azmina Dhrodia:
“İnternet kadınlar için korkutucu bir platform olabiliyor. Yapılan araştırma, hedef alınan kadınlar için çevrimiçi tacizin ne kadar zarar verici olduğunu ortaya koyuyor.”
Tacize uğrayan kadınların ise %41’inin normal günlük hayatlarında özgüven eksikliği yaşadığı belirtilerken dörte birinin ise ailelerinin güvenliği için endişelendiği ifade ediliyor.
Öte yandan sosyal medya şirketlerinin hepsi taciz ve istismarla mücadele için çabaladıklarını söyleseler de, bazıları bunun yeterince işe yaramadığını söylüyor. Ankete katılan kadınlara göre, en popüler sosyal medya sitelerinden ikisi olan Facebook ve Twitter, istismarı memnun edici bir şekilde ele almıyor.
Bir diğer eksikliği hissedilen konu ise mağdurları korumak için uygulanan politikalar ve yasaların eksikliği. Örgüt, hükümetleri çevrimiçi konuşma özgürlüğünü ihlal etmeden çevrimiçi tacizi önlemek için uygun yasal çerçevelere doğru çalışmaya çağırdı.
Sosyal medya açıkçası tüm Internet gerçekten kadınlar için çok zorlayıcı bir mecra. Kadın YouTuber’ların videolarının altına gelen yorumlar, Instagram’da paylaştığı fotoğraflara gelen yorumlar ve dahası çok sert ifadeler içerebiliyor. Bu saldırıların herhangi bir yaş tanımadığı da bir gerçek.
Çevrimiçi taciz ya da sözlü saldırılar herhangi bir yaş sınırına bağlı olmadığı için ilk okullu çocuk da kendi sınıf arkadaşına hakaretler edebiliyorken bir ebeveyn ya da yetişkin bir insan da saldırıda bulunabiliyor. Bu saldırılar ve kötü sözler karşısında kadınların intihar ettiği birçok vaka da bulunmakta.
Dolayısıyla öncelikle siz anne ve babalara sesleniyorum. Çocuğunuzu küçük yaştan itibaren bu gibi hassas konularda eğitmelisiniz ve bunun ne kadar kötü olduğunu anlatmalısınız. Ve bir diğer sözüm ise diğer internet kullanıcılarına. Çevrimiçi ya da günlük hayatınızda taciz veya hakaret gördüğünüzde mağdura destek omalısınız-olmalıyız!
0 Yorum