Evet, maya.
20 YY itibariyle ve son 50 yılda sanayinin gelişmesi, modern tarıma geçilmesi ve teknolojinin hızla ilerlemesi bir yandan hayatımızı daha kolay hale getirse de diğer yandan çevresel kirlenmenin en üst seviyeye çıkmasına neden oluyor. Bunlardan biri de ağır metal kirliliği.
Ağır metaller arasında en yaygın ve popüler olanları alüminyum, arsenik, kadmiyum, kurşun, civa ve çinko bioakumülatiftir ve insan vücudunda herhangi bir olumlu fonksiyonu olmayıp fazlası toksik etkiye neden olmaktadır. Solunum, beslenme ve deri emilimi yoluyla insan vücuduna girerek dokularda birikmeye başlarlar. Bu metaller vücuttan uzaklaştırılamaz ve zaman içinde toksik değere ulaşırlar.
Ancak, bilim insanları ağır metalleri temizlemek için bir fikre sahip; fırınlarda ve evimizde kullandığımız maya.
Bazı bitkiler doğal olarak kötü etkiler bırakmadan ağır metalleri temizleyebilirler, ancak bitkiler her zaman tüm kirliliği emmek için yeterince büyümemektedir. Ayrıca, kirlenmiş suyu temizlemek için bitkiler kullanılamaz.
Dolayısıyla, bilim insanları, kirliliği gidermeye yetkin, genetik olarak tasarlanmış mikroplar oluşturmak için biyoteknoloji tekniklerini kullanmayı tercih etti.
Romanya ve Norveç’ten araştırmacıların yeni oluşturduğu organizma, ağır metalleri %80 oranında iyonlarına ayırarak temizleyebiliyor.
Araştırmacılar henüz genetiği değiştirilerek modifiye edilen mayayı gerçek dünya ortamında kullanmış değil ancak geliştirmeler devam ediyor. Ekip, bunu su arıtma tesisi veya kirlenmenin olduğu ortamlarda test etmeyi hedefliyor. Tabi uyarımızı da yapalım, kullanılacak mayaları yemek yapmak için kullanmayınız 🙂 Zira toksikler ile dolacak olan maya, temiz bir şekilde yok edilmeli.
Kaynak; ACSH.org
0 Yorum